Safa Değerler Eğitimi - SADEM

İSLAM VE YILBAŞI

Hepimiz Müslümanız bunda bir problem yok lakin islamiyetin yükümlülüklerini getirebiliyor muyuz orasını düşünmek gerekli. Bu konu ile ilgili bu yazımızda İslamiyet ve yılbaşı kutlamaları hakkında düşüncelerimizi paylaşacağız. Bu konu ile ilgili bir hadisi şerif

"Kim herhangi bir gruba benzeşirse o da onlardandır." (Ebu Davûd, Libas 4)  

Diyerek bize bir yol gösterici olarak karşımıza çıkmaktadır. Biz Müslümanız diyorsak eğer müslüman gibi düşünmeli müslüman gibi yaşamalıyız. Din ve çevreye etki konusunda kişinin dindar olup olmadığı ya da dinini ne kadar yaşadığını komşusuna sorup ögrenmek kişinin kendisine sorup ögrenmekten daha evladır çünkü komşunun gözlemi ve yorumu daha objektif olacaktır, dışardan bakıldığında falanca kişi gerçekten de dininin gerekliliklerini yerine hakkıyla getiriyor demeli ve bu sayede onlarda İslam’ın nuru ile nurlanmalıdır. Müslüman olduğunu söylüyorsa da hakkıyla görevlerini yerine getirmelidir. Bu yüzden Yılbaşı denilen bu kutlamaları hem yapmayacak hem de çevremizi yapmamak konusunda uyaracağız bu bizim asli görevlerimizdendir. Müslüman emri bil maruf nehyi anil münker düsturunda olmalı ve bu doğrultuda iyiliği kendisine iş edinmeli ve kendisini de çevresini de kötülüklerden sakındırmalıdır.

Şimdi Hristiyan aleminin yılbaşı adı altında yaptıkları kutlamanın temelinde yatan konuyu ele alalım Yılbaşı, Jülyen takvimine göre Hristiyanlık öncesi Roma'da, Ocak ayının da adının verildiği geçit ve başlangıç tanrısı Janus'a adanmıştı. Hristiyan aleminin Miladi takviminde bir tarih olarak, hâlen Anglikan ve Lutheran kiliselerinde İsa'nın Adlandırma ve Sünnet Bayramı olarak törenlerle kutlanır. Bu çerçevede bakacak olursak islam alemini ilgilendiren herhangi bir durum olmadığını göreceğiz.

Yine başka bir inanışa göre “O dönemde, Hz. İsa’nın (a.s.) doğum günü kesin olarak bilinmediği için, ilk Hıristiyanların Hz. İsa’nın doğumu için kutladıkları özel bir gün yoktu. Bu sırada Roma İmparatorluğunun her yerinde Güneşe ve putlara tapılıyordu. Roma İmparatoru Büyük Konstantin, putperest iken miladın 313 senesinde Hıristiyanlığı kabul etti. Putperestlikten birçok şeyleri de Hristiyanlığa soktu. Güneş tanrısının doğum günü kabul edilen 25 Aralık’ı yılbaşı kabul etti. Hz. İsa’nın (a.s.) kurtarıcı tanrı olduğuna inanan Hristiyanlar da, Hz. İsa’nın (a.s.) 25 Aralık’ta doğduğunu kabul ettiler. Sonunda bu geceyi miladi yılbaşı ve Noel olarak her sene kutlamaya başladılar.” (Yeni Rehber Ans.)

İşte 25 Aralık–1 Ocak arası bu eğlence günleri ve tatil olarak kabul edilmiştir.

Bu tanıma görede yine İslamiyet ile ilgili bir konunun olmadığı aşikardır.

Biz Müslümanlar Allah’ın yolunda Hz Muhammed’in ışığında olduğumuzu söyleyip bu doğrultuda yaşamak istiyorsak, tevhid ilkesini reddedip Yaradan’ın doğduğu yada doğurduğu inancına sahip olan bu topluluklar ile yol yürümemeli onlardan farklı olmalı ve kesinlikle yılbaşı adı altında hiçbir kutlama yada herhangi bir türevine eşlik etmemeli katılmamalıyız.

Yol başçımız önderimiz kainatın efendisi nur yüzlü Muhammed Mustafa sav. Buyurdular ki kişi sevdiği ile beraberdir ve kişi sevdikleri ile haşrolunacaktır bu doğrultuda bizler Hz Peygamberi sevmeli ve onun yolunda izinde olmalıyız bu sayede ahirete intikal edince Hz Peygamberin ümmeti olmayı ve şefaatine nail olmayı hak etmeliyiz.

Allah’ın rahmeti ve bereketi üzerimize olsun.

 

MEHMET GÜNEŞ

DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ ZÜMRE BAŞKANI

 

0541 380 72 32